Down Sendromlu çocuklarda %12-20 oranında iskeletsel problemler saptanır. Orta yüz gelişimi yetersizliği ile ilgili olarak DS’li çocuklarda prognati inferior (ortodontik kapanış bozukluğu) görülmektedir.
Down Sendromu (DS) büyüme ve mental gerilik ile karakterize olan doğumsal otomozal bir hastalıktır. DS’nin başlıca ortaya çıkış sebebi kromozom anomalisidir. Yaklaşık her 800-1000 doğumdan 1’inde görülmektedir.
19. yüzyılda İngiliz doktor John Langdon Down, DS’li hastalar için ayrıntılı bir tanımlama yayınlamıştır. Bu akademik çalışmanın yayınlanmasıyla Down, bu sendromun babası olarak tanınmış ve hastalığa onun adı verilmiştir.
20. yüzyılda hastalığın kromozom anomalisinden kaynaklandığı bulunmuştur (1959). Nedeninin bulunmasının ardından, çalışmalar hastanın yaşam kalitesini yükseltmeye ve sağlık durumunun korunmasına yönelmiştir.
DS gebelikte tanımlanan bir hastalıktır. Hamile bayanlarda iki tip prosedür vardır. Screening testleri ve diagnostik testler. Bu testlerin gebeliğin 15-20. haftalarında yapılması önerilir.
DS’li Çocuklarda Sistemik Hastalıklar:
– Kardiyovasküler Hastalıklar:
DS’li çocukların yarısında konjenital kalp problemleri görülmektedir. Kalple ilgili problemler hastanın bebeklik dönemlerinde yapılan cerrahi işlemler ile tedavi edilebilmektedir.
– Dolaşım Sistemi Hastalıkları:
Lösemi hastalığının görülme riski DS’li öocuklarda yüksektir. Yaklaşık olarak her 200 DS’li çocuktan 1’in de görülür. Löseminin ağız içindeki geçmeyen lezyonlar ve spontan dişeti kanamalrı gibi karakteristik bulguları diş hekiminin dikkatli davranmasını gerektirir. Şüpheli lezyonlar ve bulgular ile karşılaşan hekim könsültasyon ister.
– Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları:
%12-20 arasındaki oranlarda DS’li çocuklarda iskeletsel problemler saptanır. Orta yüz gelişimi yetersizliği ile ilgili olarak DS’li çocuklarda prognati inferior (ortodontik kapanış bozukluğu) görülmektedir. Burun hava girişlerinin darlığı ve septal deviasyon, ağzın sürekli açık olmasına neden olur.
– Sinir Sistemi Hastalıkları:
DS‘li çocuklarda, hastaların koordinasyon eksiklikleri mevcuttur. Yaşla birlikte koordinasyon gelişimi artmaktadır. Bu nedenle yeterli beceriler kazanılana kadar ağız hijyeninin sağlanması için yardıma ihtiyaç duyulur.
DS’li çocuklarda mental gerilik, işitme problemleri, aşırı tükrük salgılanması , ağız kapamada yetersizlik, kuru ve ince müköz membran, büyük dil , dişsel anomaliler ve genel kassal zayıflıkların sonucunda konuşmanın geciktiği tespit edilmiştir.
DENTAL TEDAVİ SIRASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR
DS’li çocukları tedavi ederken öncelikle subakut bakteriyel endokardit proflaksisi ihtiyacının belirlenmesi ve hastanın uyum düzeyi düşünülmelidir. Çocuk konjenital kalp defektine yönelik cerrahi geçirmişse, cerrahinin ne zaman yapıldığı ve reziduel bir defekt olup olmadığına göre subakut bakteriyel endokardit proflaksisine gerek olmayabilir. Bu ebeveyn ve çocuğun kardiyoloğu tarafından onaylanmalıdır.
DS’li çocukların davranışları, normal gelişen çocuklarda olduğu gibi birinden diğerine değişebilir. Çocuğun diş tedavisine uyumsuz olacağını peşinen kabul etmek doğru değildir. Diğer yandan DS’li bazı çocuklar ve genç erişkinler aşırı derecede inatçıdır ve klasik diş hekimi muayenehane düzeninde muayene etmek çok zor olabilir. Davranış sorunu olduğunda, oral sedasyon ya da genel anestezi uygulamak ve/veya hasta için kaliteli bir tedavi sağlamak için bir uzmana yönlendirmek gerekebilir.
DS’li hastaların periodontal hastalıklara daha fazla eğilimli olduğunu hatırlamak önemlidir. Hastaların çoğunda periodontitis 30 yaş civarında gelişir ve ilk olarak süt dişlenmesi döneminde oluşabilir. Bu hastalarda plak seviyeleri yüksektir, ama periodontal yıkımın şiddeti sadece lokal faktörlere bağlanmamalıdır. Özellikle nötrofil fonksiyonlarında oluşan birçok küçük immün yetersizlik belirlenebilir ve periodontitise artmış eğilime neden olabilir. Mandibular anterior bölgede yüksek frenilum ile ilişkili şiddetli çekilme de yine DS’li hastalarda yaygın olarak izlenebilir.
ORAL HİJYEN EĞİTİMİ
Diş hekimi durumun ciddiyetini ebeveynlere açıkça anlatmalı ve floridli diş macunu ile doğru günlük diş fırçalama, diş ipi ve gerektiğinde %0.12’lik klorheksidin gibi antibakteriyel ağız gargaralarının kullanımını içeren iyi oral hijyen alışkanlıklarının erkenden geliştirilmesi üzerinde durmalıdır. Elektrikli diş fırçaları da etkin fırçalama ve kolaylık sağlama açısından faydalı olabilir. Yaşla ve eğitimle birlikte bu çocuklarda koordinasyon gelişimi de artmaktadır fakat bu hastaların ağız hijyeninin sağlanması konusunda, yeterli becerileri kazanana kadar bir yardımcıya ihtiyaç duyacağı unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, DS, sebep olduğu zihinsel yetersizlik ve sağlık sorunları nedeniyle özel alaka ve profesyonel bakım gerektirmektedir. Bireyin yaşam kalitesini artırmak, sağlık sorunlarını büyümeden çözüme kavuşturmak ve bu sağlığın idamesi konusunda yapılan çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır. Bu konuda diş hekimlerine düşen görev de sabır ve itina ile hastayla ilgilenmek, yakınlarını bilgilendirmek ve gerektiği zaman bir uzmana yönlendirerek çocuğun daha profesyonel bir yaklaşımla diş tedavilerinin yapılmasını sağlamaktır.
MAKALELER
-
20 Yaş Dişlerinin Çekilmesi Gereken Durumlar
-
Hamilelikte Diş Tedavisi
-
Sağlık Ağızdan Başlar
-
Diş Hekimliğinde Ozon Tedavisi